Ana içeriğe atla

Buğulu Gün

 

Gök mavisi varken niye zeytin karası dedi kadın kendine
Gün ışığı varken neden mum ışığı?

Bazen susmak gerekir kelimelere yazık etmeden,
Bazen aşktan uyanmak gerekir gözlere yazık etmeden,
Bazen durmak gerekir kalemin mürekkebini ziyan etmeden dedi...

Hergün bendeki sen biraz daha öldükçe akşamlarinin tadina asıl şimdi var be adam dedi,
bir ah çekti
Ve sonra sustu, gitti...

Bir daha hic gelmemek üzere gitti,
ojeli ayaklari camurda yalpanarak gitti,
yaralarının kanını içine akıtarak gitti...
Kadın gitti evdeki ses gitti, mutfaktaki tıkırtı gitti...


Hayatınızdaki Kadina sahip çıkın...

Yorumlar

Kalemimin Fısıltısı

Gülüver

                                      🌹 Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım; sen kendinin ellerinden tut ve kendine benim için bir gül ver. Ben kalemimin sapını gülle donattım, Gül, ey bir âna sığmış ebediyet rüyası! Kendine bir gül(ü)ver.

En uzun geceye özel! Nar kırma ritüeli ❤️

  Bolluk, bereket, birin bin olması, anlamı taşıyan Nar❤️ Geleneklere göre, yere hızla atılan nar ne kadar patlarsa, çok sayıdaki tanelere ne kadar uzak ve geniş bir alana yayılırsa, bolluk, bereket ve doğurganlığın temsil edildiği düşünülmekte☺️ Büyükannelerimizin yaptığı bu ritüelin merak edip biraz araştırdım ☺️ Antik Yunan tarihine dayanıyor ve eski Mısırda da oldukça önemli bir besin kaynağı nar. Eski Mısır zamanında din adamları tarafından nar, kutsal sayılmaktadır ve nar taneleri ise yaşam sembolü olarak görmüşler🥰 Kış gündönümünün özel bir meyvesi nar, her ülke için farklı farklı anlamlar içeriyor. Ancak pozitifliği herkes tarafından bilinmekte. Hristiyanlık'ta nar, sonsuz hayat ile kıyametin sembolü olarak gösterilirken, Budizm'de hayatın tüm olumlu etkilerinin toplandığı bir öz olarak resmedilen narı evinde tutanlar, inanca göre berekete kavuşur ve kötülüklerden uzaklaşır. İslamiyet'in kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de de Enam Suresi 99 ile 141. sureleri ve

Ağaç Olmak İsterdim

  Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim. Şen bir ailenin bahçesinde bir ağaç olmak isterdim mesela. Belki dut, belki incir, belki kavak belki de zeytin. Keyfi sefa akşamlarında kahkahaları ile inleyen masaların üzerinde sallanan dallarım olsun isterdim, anason kokan sofraların ritim tutan. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki. Ayakları yere sağlam basan asırlık bir çınar ağacı olmak isterdim mesela... Sıcak yaz günlerinde gölgeme hasırını serip çayını yudumlayan alnının teri sırtına geçmiş tarlasıyla hasadıyla uğraşan emekçilerin nefes durağı olmak isterdim. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki, baharda çiçeklerini açan, sonbaharda yapraklarını döken, vaktinde meyvesini verebilen bir ağaç olmak isterdim mesela. Her şeyi vaktinde yaşayan olmak isterdim. Kırlara yayılan olmak isterdim, küçük çoban kızının koyunlarını otlattığı bir diyarda. Bir geceleyin dallarımın arasında yıldızları seyredenlerim olsun isterdim. Kuşlara yuva, arılara bal, kelebekler iç