Ana içeriğe atla

Yoga 💖


🙏 Namaste,  içimdeki ilahi olan, içindeki ilahi olanı selamlıyor.

Zaman zaman iç benliğe dönmek onunla daha derin bağlantıya geçmek isteriz, oysa yaşadıkça anlarız ki bağlantı yaşamın tam da bütünüyle sağlanıyor, içimizde ne yaşıyorsak dışarda olan yansıması, ve dışarda ne varsa birebir içimizin aynası.
Oysa yaşam bir bütün, dünyadaki suçlar kadar var masumiyet; tüm kabalıklar, kavgalar, çirkinlikler, acılar kadar var eğlence; savaşlar, mücadeleler kadar var huzur. Herşey karşıtıyla varoluyor  yaşamda. Belki de direnmek yerine kendimizi ve diğerlerini kabullenmektir en büyük meydan okuma.Ve en güzeliyse tüm karmaşanın içindeki harmoniyi görerebilmektir.

Kaçınılmaz ki iş ve özel hayatın sıkışıklığını yaşarız ve bunalırız kimi zamanlarda, çözüm mü?  Bana göre; yaşamı bir bütün olarak görebilmek ve temel değerlerinize sahip çıkabilmek.

Hayat bilinçle yönetilir diye öğretiliyor bize. Olumlu düşün, olumlu insanlarla ol, neşeli anları paylaş vs vs. Oysa yaşadığımız ortadoğu coğrafyasında, kültürümüz gereği yaşamak zorunda olduğumuz doğal görülerek çoğunca diretilen hayatlardır, eğer sorgulamazsak da bu sanki yaşamın bizim dışımızda yaratımı mümkün olarak kodlanarak böyle devam ediyor ve adına “kader” deniyor.

Tüm bunların yogayla ilgisi de yoga sadelik demek, dürüstlük, ama önce kendine dürüstlük, gerçeklik, ama önce kendine gerçeklik, şiddetsizlik, ama önce kendine şiddetsiz olmak, tamlık, bütünlük demek. Üstelik bir din değil, bir inanç değil güçlü bir sistem Yoga. İnancınız ne olursa olsun farketmez hayatınıza alabilir, bunu kendi inacınızla birleştirebilirsiniz. Yoga kendini sevmek, kendinle iletişime geçmek demek. Yoga huzur, harmoni, özen, mutluluk demek.

Tüm bunlar içinse Yoga’yı sadece bir spor gibi görmek yerine her gün kendimizle yapacağımız özel buluşmanın aracı olarak görmek nasıl geliyor size?

Yorumlar

Kalemimin Fısıltısı

Salgın Günleri✍️☕ Kahvenin hikayesi

Her kahvenin bir hikayesi olsun bu hafta...💜 💫 Koşuşturmacalı bir dünya halinde toplantılar, görüşmeler, evraklar, insanlar, alt komşu, yan komşu, astlar, üstler, dostlar, postlar derken hop evde  enteresan bir süreç içinde buluverdik kendimizi. . Oysa daha çok kısa bir zaman önce neydi derdimiz? O onu dedi bu bunu yaptı, kim kime gol attı, kim kime show yaptı, öyle olursa böyle olmalı  zihin karmaşasıyla var oluş savaşı içindeydi çoğumuz. 🌿 Derin bir nefes almayı, müziği hissetmeyi, nefes alırken vücudunu dinlemeyi vucunun neye ihtiyacı olduğunu kulak vermeyi. Su içmeyi, hijyenin sağlığımızda ki önemini, sevdiklerinizin bir anda yok olabilme ihtimalinin farkinda olmayan ama tüm dünyaya hakim olduğunu sanan bir nesildik. Ne garip değil mi bi minik virüs geliyor  uzak diyarlardan hayatlarımız değişiyor. Yeni rutininiz oluyor,  dışarıda aradığımız her şeyin aslında zaten kendi içimizde olduğunu gösteren, üzerimize yapışan tüm sıfatlardan arın...

En uzun geceye özel! Nar kırma ritüeli ❤️

  Bolluk, bereket, birin bin olması, anlamı taşıyan Nar❤️ Geleneklere göre, yere hızla atılan nar ne kadar patlarsa, çok sayıdaki tanelere ne kadar uzak ve geniş bir alana yayılırsa, bolluk, bereket ve doğurganlığın temsil edildiği düşünülmekte☺️ Büyükannelerimizin yaptığı bu ritüelin merak edip biraz araştırdım ☺️ Antik Yunan tarihine dayanıyor ve eski Mısırda da oldukça önemli bir besin kaynağı nar. Eski Mısır zamanında din adamları tarafından nar, kutsal sayılmaktadır ve nar taneleri ise yaşam sembolü olarak görmüşler🥰 Kış gündönümünün özel bir meyvesi nar, her ülke için farklı farklı anlamlar içeriyor. Ancak pozitifliği herkes tarafından bilinmekte. Hristiyanlık'ta nar, sonsuz hayat ile kıyametin sembolü olarak gösterilirken, Budizm'de hayatın tüm olumlu etkilerinin toplandığı bir öz olarak resmedilen narı evinde tutanlar, inanca göre berekete kavuşur ve kötülüklerden uzaklaşır. İslamiyet'in kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de de Enam Suresi 99 ile 141. sureleri ve...

‘Benim sağlayıcım hayattır’ frekansına geçmek

Eylül göstermişken sarı yapraklarını biraz dökülsün kalem kağıda. Kiminin açık açık dile getirdiği, kiminin ise özenle seçilmiş cümlelerin arkasına sakladığı korkularıyla yüzleşmek zorunda kalıyoruz zaman zaman. Nasıl bi işin var? Çalışırken nasıl geziyorsun. Bizde gezemeyi seviyoruz ama işten olmuyor ki? 😁 Çoğumuz kararlarımızı verirken korkularımızın bizi yönlendirdiğinin farkına varmıyoruz. Hep bir şeylerden korkuyoruz. Parasız kalmaktan, yalnız kalmaktan, işsiz kalmaktan, hasta olmaktan, başarısız olmaktan... Sevgiyle değil de korkuyla verdiğimiz, hayata, ona güvenmediğimizi hissettirdiğimiz her kararda ise enerjimiz giderek azalıyor ve biz farkına bile varmadan bütün frekansımız korkuya kodlanıyor. ‘Benim sağlayıcım hayattır’ frekansına geçemediğimiz ve risk alamadığımız her saniye aslında yaşayabileceğimiz milyonlarca olasılığın önünü kapatıyoruz. Doğduğumuz frekans sevgiyken biz bu dünyada korkuyu öğreniyoruz. Sağlamcılık rahatlatıcı bir duygu olsa da çıkmaz bir sok...