Ana içeriğe atla

Yeryüzündeki 25. Yılıma ithafen




Maddeye olan bağımlılığın hükmünü kurduğu bir dönem içerisinde benliğini arkaya atmış bir jenerasyonun ne yazık ki parçasıyız çoğumuz. Oysa her birimiz içimizde kutsal bir yere sahibiz. Hayatta istediğimiz her şeyin mümkün kılabilmenin tek yolu ve yaşamımızın yönünün gerçekten değişim bizim içsel evrelerimizi araştırıp,keşfetmemiz ve sahiplenmemizle mümkün.
Dünyanın berbat bir yer olduğunu ama benim öyle olmadığımı düşünüp üzülüyordum bir zamanlar ve bu dünyada kendim kalabilmeyi yürekten diliyordum. Hayatta sınandığım, üzüldüğüm, kırıldığım, çok sevindiğim hatta çoğu zaman öfkeden deliye döndüğüm her anda tepki vermeden eyleme geçmeden hemen önce hep şunu sordum evrene;
‘’ Dünyanın berbat bir yer olduğunu, benim öyle olmadığımı düşündüğüm bu yeryüzünde Dünyanın mükemmel bir yer olduğuna inanmam için neler mümkün? ‘’
ve cevap verdi bana.
'Kendin kalabileceğin davranışlardan eylemlerden bir an bile ödün vermeden yaşamanla mümkün dedi.’
Arzularınız, dilekleriniz her ne ise iç benliğinizle sorun evrene, evren sorularınızı yanıtsız bırakmaz. Derinlerden size cevap gelir hissedersiniz. Yalın bir ifade ile ‘’ Ne ekersen, onu biçersin.’’ Hemen olmasa bile elbet bir gün ektiğini biçersin. Yaptığın iyiliğe iyilikle, kötülüğe kötülükle karşıt bulursun bu yeryüzünde. Hayatta ki her anda bu hayatın asıl gerçeği. İster fiziksel olsun ister zihinsel her türlü eyleminizin sonucu sürdürülen ya da sürdürülecek olan yaşamınızda mutlaka görürsünüz.
Bu da dünyanın berbat mı yoksa mükemmel mi yanıtına cevap olarak bize geri döner.
25 yıl işte bu güzel hediyeyi bu bilinci bana verdi. Bu bakış açısını özümsemek üst benliği arttırmakla mümkün. Üst benliği artırmanın en etkili yolunda keşfettiğim yeryüzündeki 25. yılım da yaşadığım olayların parçasını alıp odaklanıp kederlenmek yerine, bütüne odaklanmak, adeta pazıl parçalarını yerine koymak olarak özümsedim.
Bırakın sizi üzmek, incitmek isteyenler kötülük yaptığını zannetsin. Her eylem sizin hayrınızadır erdemliliğinizden ödün vermeyin. Onlar bilseler yaptıkları gizli iyiliği onu bile yapmazlar ama sisteme güvenin.
Yaşadığımız her olayın, iletişime geçtiğimiz her insanın  iç benliğimizdeki revelleri keşfetmek üzere bize gönderilen birer nimettir. Acısıyla tatlısıyla fark edin ve kabul edin. Fark etmediğiniz bir şeyi kabul edemezsiniz kabul etmediğiniz bir şeyi de asla değiştiremezsiniz.
Enerji, dua, çarka, inanç , din... Adı ne olursa olsun bu benliğe giden farklı yollardır. Yollar farklı olsa da tüm kalple bu bilinçle yolda olduğunda ulaşılacak yer aynıdır. Olumlu, olumsuz, iyi, kötü diye adlandırdığınız her şeyi sevin arkadaşlar. Sevgi şifadır.
Köklerime, kanatlarıma , bağrına koşulsuz basanlara,  ben ateşken su olanlara, ensemden tutup kaldıranlara, ozanlara, türkülere, şarkılara, söze ve şiire, ney sesine, rakıya balığa, ayrılmalara kavuşmalara, ah minel aşka, iyi gün dostlarıma, can sandığım cam kırıklarına, zalimlere, ham iken pişirenlere, gelene, kalana, sevene ,gidene… 
25. Yaşıma beni yetiştiren her şeye  şükürler olsun. 
İyi ki varım, iyi ki varsınız.



Yorumlar

  1. Canım arkadaşım ne güzel dokmuşsun kağıda duşuncelerini ama hislerinle,seninle gurur duyuyorum okurken konuşmalarimizin yansımasını okadar derinden hisettimki yazılarında tarifi mümkün değil Allah yolunu her daeim ışıkla kuşatsin ve güzel yazılarını okumamı ilerleyen senelerde nasip etsin

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Gülşah

Kalemimin Fısıltısı

Ağaç Olmak İsterdim

  Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim. Şen bir ailenin bahçesinde bir ağaç olmak isterdim mesela. Belki dut, belki incir, belki kavak belki de zeytin. Keyfi sefa akşamlarında kahkahaları ile inleyen masaların üzerinde sallanan dallarım olsun isterdim, anason kokan sofraların ritim tutan. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki. Ayakları yere sağlam basan asırlık bir çınar ağacı olmak isterdim mesela... Sıcak yaz günlerinde gölgeme hasırını serip çayını yudumlayan alnının teri sırtına geçmiş tarlasıyla hasadıyla uğraşan emekçilerin nefes durağı olmak isterdim. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki, baharda çiçeklerini açan, sonbaharda yapraklarını döken, vaktinde meyvesini verebilen bir ağaç olmak isterdim mesela. Her şeyi vaktinde yaşayan olmak isterdim. Kırlara yayılan olmak isterdim, küçük çoban kızının koyunlarını otlattığı bir diyarda. Bir geceleyin dallarımın arasında yıldızları seyredenlerim olsun isterdim. Kuşlara yuva, arılara bal, kelebekler iç

Hoşgeldin 365 günün sultanı!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü   🌅Hoşgeldin 365 günün sultanı! Kainatın en şahane iki sözcüğünü buluşturan gün:  Emek ve kadın. 💛 Uyanmak için bir prensin öpücüğünü bekleyenlerin değil erken kalkip yol alanların, hazıra konanlarin değil alın terinin anlamını bilenlerin günü. Yolunu ilmek ilmek dokumuş, üretmiş ve cogaltmis bir derde derman olmuş, bir kuru dalı yeşertmiş, ağacı bahara cesaretlendirmişlerin günü.  Güçlü değil mutlu olmak isteyenlerin erkek gibi değil kadın gibi kadınların günü. İyi ki variz, burdayız diyen cesur yüreklilerin günü bugün emekçi kadınlar günü! Evde, sokakta, tarlada, plazada dükkanda, fabrikada eliyle yüreğiyle fikriyle yaşama emek veren kız kardeşlerim gününüz kutlu olsun! 8 mart ruhu omurgamiza kuvvet, kalbimize neşe, dilimize zılgıt, dizimize derman, yaramiza şifa, eril dile isyan olsun. Kadın kadındir, çiçek babandir.

Ben kimim?

Okur-Yazar-Konuşur Gülşah; Egeli, İzmir’in buram buram Anadolu kokan minik bir ilçesinde çocukluğu geçmiş, denizle gökyüzünün seyrinde ki sehirlerde yaşayarak hayatını devam ettiren, mahallelinin bisikletli kızı, Emekçi bir anne babadan olma neşesi ve kahkahası bol bir aileye sahip, 12 yaşında iş hayatına atılan çocuk yaşta başlayan iş geçmişinde farklı mesleklere el atmış, hayalperest, sezgisel gücüne inanan, ruhsal konulara ilgili, parapsikoloji   deminde arayışta, okumayı, yazmayı ve konuşmayı seven, amotör resimler çizen, dans etmeye bayılan, kendini bildiğinden beri bisiklet sahibi olan bıla bıla bılaaaa… ❤☺ S ı ralamalar ı n sonu yok. Kendini ke ş fetmenin sonu olmad ığı n ı d üşü n ü yorum. Bu listeler hepimiz i ç in ya ş ad ı k ç a ve ya ş ald ı k ç a uzar gider, m ü him olan her daim içsel öze giden yolculukta hayat   amacımızı bulmak her daim neşeyle  kalmak. Çocukluk yaşlarımdan bu yana yazıyorum. İlk yazım dün gibi aklımdadır. İlkokul yıllarım