Ana içeriğe atla

Pedal aşkıyla Gizli koy' a





Selam olsun Gezgin Ruhlu Arkadaşlara 🌞

Bugün size ağustos ayında dört kafadar çıktığımız 75 km lik bisikletle yaptığımız tur rotamızdan bahsedeceğim. Resimler büyük ilgi ve merak sorularıyla tepki alınca yol hikayemi ve yol boyunca doğanın bize sunduğu görsel şöleni sizlerle de paylaşmak istedim.
Antalya'nın ağustos sıcağında sabahın erken saatlerinde 06:00 sularında Antalya merkezden çıktık yola. Sabahın serinliği tenimizi okşarken, bisiklet sürmenin keyfiyle gün doğuşunu selamladık.


İlk durak Sarısu Doğa Park Restaurantdı. Sarısu mevki Antalya’nın Kemer yolu çıkışında kalan bölgedir. Doğa park restaurantta enfes bir kahvaltı yaptık. Self servis olan işletmede kahvaltı çeşitliliği oldukça fazla. Kavurmalı tostları börekleri çörekleri, ev yapımı puaçaları ve ücretsiz sınırsız çay imkanı olan harika bir işletme. Yolu o tarafa düşecek olanların uğrak noktası olabilir aklınızda bulunsun hemen yol üstünde Kemer istikametine giderken sağda kalıyor. 😉

Kahvaltımızda 45 dakika kadar zaman harcadık neredeyse. Yol uzundu ve sıcaktı hava kaşlarını çatmaya durdu adeta, daha da sıcağa kalmadan çıkış yapmamız gerekiyordu. Tur kaptanımız Hakan’ nın öncülüğünde mekandan ayrılıp yola devam ettik. 


Antalya’da ki arkadaşlar bilir şehir dışından olan bilmeyenler için Sıçan
Adasına da değinmek istiyorum. Antalya şehir merkezinin batısında Konyaaltı Plajı ile Beldibi Beldesi arasında kıyıdan 700 metre mesafede yer alan Sıçan adası kahvaltıdan ayrıldıktan hemen sonra kuzgun maviliğin içerisinde yeşil pırıltısı ile yol rotamızda selamladı bizi.



Birlikte pedalladığım arkadaşların hepsinin köklü uzun yol tecrübesi vardı güvenli bir tur yapabilmem adına yol boyunca öncülük yancılık arkcılık yaptılar bana. Bisiklet ile tur yapmak isteyen arkadaşlara tavsiyem lütfen kask, eldiven ve ışıklandırmanız yedek iç dış lastiğiniz olmadan yola çıkmayın. Çok önemli arkadaşlar. İlerleyen saatlerde tekerimize taş değdi. Arkadaşın tekeri patladı ama yama takımlarımız olduğu için kolayca halledip yola devam ettik.




Yol boyunca ağustos böceklerinin sesleri bir an bile kesilmedi denizin maviliği ile gökyüzünün maviliği rekabette, dağların yeşili de alkış tuttu bizlere.

Önümüzde bizi bekleyen üç tünel vardı hatta aslında  dört ama birini saymıyorum küçük kullanımda değil ve sakindi sonuncusu ama ilk defa tünelde bisiklet sürecek olmanın heyecanı içindeydim. Antalya’ dan Kemer istikametine doğru giderken ilk tünel de hafif rampa olduğunu ve yolların bozuk olduğunun bilgisini tur kaptanı olan arkadaşım bilgi paylaştı. Tek sıra gideceğiz ve kaldırımdan dedi yollar bozuk ve karanlık olduğu için pür dikkat olmalıydık. İlk tünel tünel yaklaşık 1.100 metreydi ama bozuk kaldırım taşları, ışıklandırma yetersizliği, arabaların hızla oluşturduğu esinti ve uğultu ile o mesafe bitmiyordu. Kaldırımı o kadar dar yapmışlar ki her an duvara çarpma ya da yola düşme riski var. Yol düzenlemesinin tekrar yapılması şart olduğunu fark ettim.


Bu tünel resmi benim çekimim değil yolun ilk yapıldığında internet üzerinde paylaşılan resmi bu. Bisikletliler için düşünülen o kaldırım şuan kırık dökük ne yazık ki. İlk tünel bitmişti. Su molasını hak etmiştik.
Biraz nefes alıp tekrar pedallamaya koyulduk. İkinci tünel kısaydı 332 metreydi tecrübelendiğim için o kadar ürkütmedi :)  sonra ki tünel ise 970 metre. Çok şükür kazasız belasız onu da atlattık ama son tünelde artık gözlerim karanlıkta zor görmeye başlamıştı burnumun ucunda duran teri silemiyordum bisikletin dümenini bıraksam hakimiyeti kaybederim diye elimi terimi silmeye götüremedim. Yolumuzun az kaldığını söyledi arkadaşlar, arabanın içinden tebrikler diye korna çalıp geçen güzel yurdumun güzel insanları arada selamlıyordu bizi. Ne kadar sıcak kanlı bir milletiz. Beldibi beldesine girişimizi yapmaya başladık çok geçmeden.



Beldibi sahil yolunda halk plajının duşların altına kıyafetlerimizle attık kendimizi ama güneş bizi anında kuruladı. 10 dakika sonra eskiden kullanılan Çamdağ tüneline girdik kısa bir tüneldi çıkınca tünelden hemen sağda Gizli Koyu’ un manzarası başlıyordu. Bir zafer pozu aldım. 
Bundan sonrası aracınızı bırakıp sağdaki yamaçtan iniyorsunuz yamaç taşlık dikkatli olmak gerek. Ama karşılaştığınız manzara o yola pedala yamaca değer dedirtiyor. Suyu o kadar berrak ki bol bol yüzdük ve su altı çekimleri yaptık.









Ziyaret etmek isteyenler için Gizli Koy hakkında kısaca;

🌿 Antalya Kemer yolu üzerinde Beldibi' nde bulunan bu koy Antalya merkezden 44 kilometre mesafede.
🌿 Şehir merkezine çok uzak olmaması ayrıcalık sağlıyor.
🌿 Gizli koya giderken yanınıza içme suyu ve gerekli yiyecekleri tedarik edin koyda böyle bir imkân yok en yakın Beldibi beldesinde bulabilirsiniz.
🌿 Aracı bıraktığınız noktadan koya inerken ki yamaç biraz dik yaşlı veya yürüme zorluğu çekenler için güç olabilir.

Tavsiyeler;

🌿 Yakışırken giyin
🌿 Öğütürken yiyin
🌿 Ayaklar taşırken gezin


Yeni yazılarımda buluşana kadar aşkın ve ilhamın olduğu yerde ışık ve sevgiyle kalın.


#yasiyorkenyap  #yasiyorkengez  #türkiyede1yer





Yorumlar

Kalemimin Fısıltısı

Salgın Günleri✍️☕ Kahvenin hikayesi

Her kahvenin bir hikayesi olsun bu hafta...💜 💫 Koşuşturmacalı bir dünya halinde toplantılar, görüşmeler, evraklar, insanlar, alt komşu, yan komşu, astlar, üstler, dostlar, postlar derken hop evde  enteresan bir süreç içinde buluverdik kendimizi. . Oysa daha çok kısa bir zaman önce neydi derdimiz? O onu dedi bu bunu yaptı, kim kime gol attı, kim kime show yaptı, öyle olursa böyle olmalı  zihin karmaşasıyla var oluş savaşı içindeydi çoğumuz. 🌿 Derin bir nefes almayı, müziği hissetmeyi, nefes alırken vücudunu dinlemeyi vucunun neye ihtiyacı olduğunu kulak vermeyi. Su içmeyi, hijyenin sağlığımızda ki önemini, sevdiklerinizin bir anda yok olabilme ihtimalinin farkinda olmayan ama tüm dünyaya hakim olduğunu sanan bir nesildik. Ne garip değil mi bi minik virüs geliyor  uzak diyarlardan hayatlarımız değişiyor. Yeni rutininiz oluyor,  dışarıda aradığımız her şeyin aslında zaten kendi içimizde olduğunu gösteren, üzerimize yapışan tüm sıfatlardan arın...

En uzun geceye özel! Nar kırma ritüeli ❤️

  Bolluk, bereket, birin bin olması, anlamı taşıyan Nar❤️ Geleneklere göre, yere hızla atılan nar ne kadar patlarsa, çok sayıdaki tanelere ne kadar uzak ve geniş bir alana yayılırsa, bolluk, bereket ve doğurganlığın temsil edildiği düşünülmekte☺️ Büyükannelerimizin yaptığı bu ritüelin merak edip biraz araştırdım ☺️ Antik Yunan tarihine dayanıyor ve eski Mısırda da oldukça önemli bir besin kaynağı nar. Eski Mısır zamanında din adamları tarafından nar, kutsal sayılmaktadır ve nar taneleri ise yaşam sembolü olarak görmüşler🥰 Kış gündönümünün özel bir meyvesi nar, her ülke için farklı farklı anlamlar içeriyor. Ancak pozitifliği herkes tarafından bilinmekte. Hristiyanlık'ta nar, sonsuz hayat ile kıyametin sembolü olarak gösterilirken, Budizm'de hayatın tüm olumlu etkilerinin toplandığı bir öz olarak resmedilen narı evinde tutanlar, inanca göre berekete kavuşur ve kötülüklerden uzaklaşır. İslamiyet'in kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de de Enam Suresi 99 ile 141. sureleri ve...

‘Benim sağlayıcım hayattır’ frekansına geçmek

Eylül göstermişken sarı yapraklarını biraz dökülsün kalem kağıda. Kiminin açık açık dile getirdiği, kiminin ise özenle seçilmiş cümlelerin arkasına sakladığı korkularıyla yüzleşmek zorunda kalıyoruz zaman zaman. Nasıl bi işin var? Çalışırken nasıl geziyorsun. Bizde gezemeyi seviyoruz ama işten olmuyor ki? 😁 Çoğumuz kararlarımızı verirken korkularımızın bizi yönlendirdiğinin farkına varmıyoruz. Hep bir şeylerden korkuyoruz. Parasız kalmaktan, yalnız kalmaktan, işsiz kalmaktan, hasta olmaktan, başarısız olmaktan... Sevgiyle değil de korkuyla verdiğimiz, hayata, ona güvenmediğimizi hissettirdiğimiz her kararda ise enerjimiz giderek azalıyor ve biz farkına bile varmadan bütün frekansımız korkuya kodlanıyor. ‘Benim sağlayıcım hayattır’ frekansına geçemediğimiz ve risk alamadığımız her saniye aslında yaşayabileceğimiz milyonlarca olasılığın önünü kapatıyoruz. Doğduğumuz frekans sevgiyken biz bu dünyada korkuyu öğreniyoruz. Sağlamcılık rahatlatıcı bir duygu olsa da çıkmaz bir sok...