Ana içeriğe atla

Umut Bekçisi


Bugün kalemim sana değdi,
Gülen yüzüne bir yel değdi,
O yel seni alıp semaya estirdi…
Umut dolu gözlerin melek oldu uçtu gitti.

Ah! Bugün kalemim sana değdi,
Lakin kalemim yüreğimi bir ok gibi deldi geçti.
Umut veren sesin bu dünyadan bir bulut gibi geldi geçti.

Ah! Bugün kalemim sana değdi,
Önce ılık bir terleme geldi,
Sonra ellerim titredi,
Seni anlatmaya kalemimin mürekkebi yetemedi.

Ah! Bugün kalemim sana değdi,
Demir bacağınla ışıklı gözlerinle sevgi dolu kalbin yüreklerimize işledi,
O pamuk kalbin gelişiyle de gidişiyle de,
Bizlere bu dünyada çok şey öğretti.

Ah! Bugün kalemim sana değdi,
Kalemim dedi; ’ Her yeni doğan günün ışımasıyla,
Minik kalbi kaç sabaha umut bekçiliği etti ? ‘
Dayanamamıştı minik bedeni yorgunluğa,
O bir ışık olup göklere değdi.

Bugün kalemim bir Ah çekti!
Seni yıldızlara emanet etti,
Gözlerinin pırıltısı yıldızlar gibiydi,
Senin ışığın bu dünyaya fazla geldi,
Kâinat seni göklere verdi.


Aramızdan erken yaşta ayrılan kanser savaşçısı Neslican Tay anısına.
#21eylül



Yorumlar

Kalemimin Fısıltısı

Ağaç Olmak İsterdim

  Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim. Şen bir ailenin bahçesinde bir ağaç olmak isterdim mesela. Belki dut, belki incir, belki kavak belki de zeytin. Keyfi sefa akşamlarında kahkahaları ile inleyen masaların üzerinde sallanan dallarım olsun isterdim, anason kokan sofraların ritim tutan. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki. Ayakları yere sağlam basan asırlık bir çınar ağacı olmak isterdim mesela... Sıcak yaz günlerinde gölgeme hasırını serip çayını yudumlayan alnının teri sırtına geçmiş tarlasıyla hasadıyla uğraşan emekçilerin nefes durağı olmak isterdim. Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki, baharda çiçeklerini açan, sonbaharda yapraklarını döken, vaktinde meyvesini verebilen bir ağaç olmak isterdim mesela. Her şeyi vaktinde yaşayan olmak isterdim. Kırlara yayılan olmak isterdim, küçük çoban kızının koyunlarını otlattığı bir diyarda. Bir geceleyin dallarımın arasında yıldızları seyredenlerim olsun isterdim. Kuşlara yuva, arılara bal, kelebekler iç

Gülüver

                                      🌹 Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım; sen kendinin ellerinden tut ve kendine benim için bir gül ver. Ben kalemimin sapını gülle donattım, Gül, ey bir âna sığmış ebediyet rüyası! Kendine bir gül(ü)ver.

Canım Kendim ♥

Kıymet bilmez insanlardan şikayet eder miyiz? Ederiz tabi hemde nasıl yakınırız. Ama en büyük kıymet bilmezliği kendimize ederiz. Şimdi bir kahve ısmarla kendine gökyüzüne bak derin bir nefes al. Hayatında ki herşeyi fark et kabul et şükret! Kendine değer ver onun üstüne titre, her koşulda sarıp sarmaladığı seni dimdik ayakta tuttuğu için sarıl ona. Şimdi kendine hakeden mektubu okuma zamanı bu mısralarda kendinizden bulmanız gerekenlere odaklanip kabul edip yüzünüzü güneşe çevirmeniz diğeriyle... Seni ne kadar çok ihmal etmişim, seni ne kadar üzmüş ne kadar inciltmişim. Verilen güzelliklerin kıymetini bilmeyen insanlara kızarken en büyük kıymet bilmezliği asıl sana ben kendim etmişim. Canım Kendim! Affet beni.  Sana yaptığımı başkasını yapsam bırakır giderdi beni. Canım Kendim affet beni. Petvasız gençliğimi, savunmasız direnişlerimi, ertelediğim duygularımı, değersiz hissettirmelere göz yummalarımı affet. Kıymetini bilmeyenlere bedelini ödemeyenlere seni kullandırıp, duy