Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim.
Şen bir ailenin bahçesinde bir ağaç olmak isterdim mesela.
Belki dut, belki incir, belki kavak belki de zeytin.
Keyfi sefa akşamlarında kahkahaları ile inleyen masaların üzerinde sallanan dallarım olsun isterdim, anason kokan sofraların ritim tutan.
Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki.
Ayakları yere sağlam basan asırlık bir çınar ağacı olmak isterdim mesela...
Sıcak yaz günlerinde gölgeme hasırını serip çayını yudumlayan alnının teri sırtına geçmiş tarlasıyla hasadıyla uğraşan emekçilerin nefes durağı olmak isterdim.
Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki, baharda çiçeklerini açan, sonbaharda yapraklarını döken, vaktinde meyvesini verebilen bir ağaç olmak isterdim mesela. Her şeyi vaktinde yaşayan olmak isterdim.
Kırlara yayılan olmak isterdim, küçük çoban kızının koyunlarını otlattığı bir diyarda.
Bir geceleyin dallarımın arasında yıldızları seyredenlerim olsun isterdim. Kuşlara yuva, arılara bal, kelebekler için konak olmak isterdim mesela.
Karda yağsa yağmurda dört mevsim güneş açmasada titremeyen olmak isterdim. Tabiatta ki görevini unutmayan olmak isterdim.
Buram buram anı kokan bahçelerde müzeyyen çalan masaların başında kaldı mı böyle sevdalar dedirten sohbetlerde gökyüzüne el sallayan bir ağaç olmak isterdim. Dalları hür, yaprağı gür, çiçeğim, meyvem olsun isterdim.
Ağaç olmak isterdim çocuklara saklambaç, sincaba sığınak, kuşlara yuva...
Gövdeme nasırlı ellerin bellerini doğrultmak için dokunuşları olsun isterdim, bir tarla başında.
Ağaç olmak isterdim başımda eksik olmayan pamuk bulutlarla,
Ağaç olmak isterdim vakti geldiğinde dallarımdan yapılsın bir kemani bir cura.
Dünyaya bir daha gelsem insan olmak istemezdim ki, insanlar acımasız, insanlar kötü, insanlar kıskanç, ormanda bir ağaç olmak isterdim mesela. Çeşitlilik içinde birbirini kıskanmayan olmak, birbirini yağmalamayan kırmayan katletmeyen olmak için ormanda bir ağaç olmak isterdim. Birlikte güzeliz diyebilmek için.
Taştan bir evin bahçesinde belki Ege de belki Bozcaada yada Akdeniz in nadide kıyılarında bir kasabada bir ağaç olmak isterdim. Belki dut, belki incir, belki kavak belki de zeytin ağacı olmak isterdim uçsuz maviliklere el sallayan dallarım olsun isterdim.
Tabağında rokalar çipuralar ve duble rakısı olan sevdalıların masasında bir kerahat vaktinde dallarımdan toplanan zeytinlerle sofralara tat olup, gölgemde ağırladıklarım olsun isterdim.
Gün gelip çekilsede suyum, kurusa da dallarım yine de bir ağaç olmak isterdim. Benden geriye bir şairin ellerinde bir kalem bir kağıt olmak isterdim, mum ışığında serpilmiş bir çift mısra olayım diye...
Ben bir ağaç olmak isterdim de peki ya sen sen ne olmak isterdin?
🎼🎶↙️
https://youtu.be/7AP1ap1jyG4
Güneşin Kızı Gülşah
Yorumlar
Yorum Gönder
Gülşah